Diyarbakır'da yaşanan vahşet dolu bir cinayet olayı, şehirdeki pek çok insanı derinden etkiledi. Geçtiğimiz günlerde iki yakın akraba, baba ve oğlu, saatler içinde işlenen bir cinayet sonrası hayatlarını kaybetti. Olay, başta yerel halk olmak üzere tüm Türkiye'yi sarsan bir kader trajedisi haline geldi. Cinayet, sokağın karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne sererken, toplumda büyük bir infial yarattı. Aynı aileden iki canlının birden kaybı, yaslı yüzleriyle onları uğurlamak isteyenlerin parklarını doldurdu. Eğer Türkiye’nin başka şehirlerinde benzer karanlık olaylar yaşanıyorsa, Diyarbakır’daki bu trajik olay, akıllarda kalıcı bir iz bırakacak gibi görünüyor.
Diyarbakır'da meydana gelen bu korkunç cinayet, sabah saatlerinde bir mahallede gerçekleşti. İddialara göre, baba ve oğlu, normal bir gün geçirdikleri sırada, henüz belirlenemeyen bir sebepten ötürü bir grup saldırgan tarafından vahşice saldırıya uğradı. Yaşları 45 ve 18’inde olan baba ve oğul, kimliği belirsiz kişiler tarafından mobilya dükkânında çalıştıkları sırada pusuya düşürüldü. Olayın görgü tanıkları, hırçın seslerin ardından silah seslerini duyduklarını ifade ederken, durumu hemen güvenlik güçlerine bildirdiler. Ancak, ne yazık ki sağlık ekipleri olay yerine geldiklerinde baba ve oğlun hayatını kaybettiğini belirledi. Yetkililer, yaşanan bu trajik olayla ilgili soruşturmaya derhal başladıklarını açıkladı.
Baba ve oğulun cenaze töreni, kente dair infial yaratan bir etkinlik haline geldi. Gözyaşları içinde yan yana cenaze namazı kılınan baba ve oğlu, son yolculuklarına uğurlanırken, kalabalık bir toplum kesimi, adalet çağrısında bulundu. Törene katılan birçok kişi, o anlarda adalet sisteminin yetersizliğini ve sokakta yaşanan şiddetin artan seyrini sorguladı. Herkes, bazen gündelik yaşam içerisinde bile karşılaşabildiği bu tür şiddet olaylarının sona ermesi için toplu bir çaba göstermenin gerekliliğine dikkat çekti. Olay sonrası, yerel halkın yanı sıra sosyal medya üzerinde yapılan paylaşımlar da durumu gündeme taşıdı. “Artık yeter, sokaktaki güvenimiz kalmadı!” başlığıyla yapılan kampanya, toplumsal barış çağrısını dile getirerek, vatandaşların duygularına tercüman oldu.
Diyarbakır'daki bu acı olay; sadece bir cinayet değil, aynı zamanda bir toplumsal tepki ve farkındalık yaratmak amacıyla bir araya gelen insanların sesini de duyurdu. Bu tür vahşetlerin yaşanmaması temennisiyle uzun süre hatırlanacak cinayetler arasında yer alacak olan bu durum, özellikle gençlerin yaşamları üzerindeki tehditleri bir kez daha gözler önüne serdi. Toplumun her kesiminin bir araya gelerek, “şiddete hayır” demesi ve bu tür olayların sona ermesine yönelik adım atması gerektiği bu noktada ön plana çıkıyor. Baba ve oğulun hayatına son veren saldırganların bir an önce yakalanması ve buna benzer olayların önlenmesi için daha sağlam önlemler alınması, herkesin ortak dileği oldu.